DOLAR

40,4559$% 0.1

EURO

47,5096% -0.09

STERLİN

54,9297£% 0.32

GRAM ALTIN

4.438,67%-0,43

BİTCOİN

฿%

ETHEREUM

Ξ%

a

Diyanet’in “Kul Hakkı Hutbesi”: Kadınların Miras Hakkına Yönelik Tehlikeli Sinyaller

15 Ağustos 2024’te camilerde okutulan “Kul Hakkı Ateşten Gömlektir” başlıklı hutbe, kadınların Medeni Kanun’la güvence altına alınmış miras haklarını dini söylemlerle sınırlamaya yönelik ifadeleri nedeniyle büyük tepki çekti. Hukukçular ve kadın örgütleri, hutbenin laik hukuk sistemini görmezden geldiğini ve kadınların eşitlik mücadelesine darbe vurduğunu belirtiyor.

Hutbede Dikkat Çeken İfade

15 Ağustos Cuma günü Türkiye genelindeki camilerde okutulan hutbenin en dikkat çeken cümlesi şuydu:
“Karşılıklı rıza olmadan Yüce Rabbimizin koyduğu miras ölçüsünü değiştirmek ilahî adalete aykırıdır. Dolayısıyla kişinin; kız çocuklarını mirastan mahrum bırakması, kız çocuklarının da Allah’ın takdir ettiği hakka razı olmaması kul hakkıdır.”

Bu ifadeler, kadınların Medeni Kanun ile kazanılmış eşit miras haklarını dini normlarla yeniden tanımlama girişimi olarak değerlendirildi.

Kadınların Hukuki Güvenceleri ve Medeni Kanun

Türkiye’de 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, kadın ve erkek çocukları mirasta eşit hak sahibi kılar.

  • Madde 495 ve devamı: Çocukların mirastaki eşit payını düzenler.
  • Madde 240 ve 652: Sağ kalan eşin haklarını tanımlar.

Bu hükümler, kadınların yalnızca mirasta değil, boşanma, velayet ve çalışma hayatında da erkeklerle eşit haklara sahip olmasını güvence altına alır. Hutbede ise bu yasal haklar, “rıza, helallik, kul hakkı, ilahi adalet” kavramlarıyla dini çerçeveye sıkıştırılarak toplumsal algıda zayıflatılmaya çalışılıyor.

Hutbede Kullanılan Dini Kavramların Etkisi

Hutbe boyunca “kul hakkı”“ilahi adalet” ve “rıza” gibi kavramların öne çıkarılması, kadınların yasal haklarının yerine dini yükümlülüklerin geçirilmesine zemin hazırlıyor. Bu dil:

  • Kadınların hak taleplerini ahlaki sorumluluk gibi gösteriyor.
  • Hukukun üstünlüğünü zayıflatıp dini otoriteyi öne çıkarıyor.
  • Ataerkil miras düzenini meşrulaştırıyor.

Kadın Örgütlerinden Sert Tepki

Hutbe sonrası birçok kadın örgütü ve hukukçu tepki gösterdi:

  • EŞİK Platformu: “Kadınların miras hakkına saldırı, laikliğe ve eşit yurttaşlığa saldırıdır.”
  • TKDF Başkanı Canan Güllü: “Kadın cinayetleri, çocuk istismarları konusunda sessiz kalan Diyanet, yalnızca kadınlar üzerinden toplumu hizaya sokmaya çalışıyor.”
  • Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu: “Kadınların ekonomik özgürlüğüne darbe vuruluyor. Bu haklar fetvalarla gasp edilemez.”
  • Gender Derneği: “Laik hukuk sistemini yok sayan bir hutbe. Anayasa’ya aykırıdır.”

Siyasi ve Toplumsal Bağlam

Kadın haklarının dini söylemlerle sınırlandırılması yeni değil. 1926’da yürürlüğe giren Medeni Kanun’dan bu yana kadınların eşitlik mücadelesi, dini ve kültürel normların baskısıyla sürekli sınandı. Köylerde miras paylaşımlarında kadınların haklarını talep etmeleri çoğu zaman dini baskılarla engellendi.

Bugün ise Diyanet hutbeleri üzerinden aynı tartışma yeniden gündeme geliyor. “Kadınların kıyafeti”, “zina”, “hayâ” kavramları üzerinden verilen hutbeler, kadınların bedeni ve yaşam hakkı üzerinde dini tahakküm kurma aracı olarak görülüyor.

Çelişkili Sessizlik

Kadın cinayetleri, çocuk istismarları ve yolsuzluklar konusunda sessiz kalan Diyanet’in, miras ve kıyafet gibi konularda sert bir dil kullanması çelişki olarak değerlendiriliyor. Kadın örgütleri, “Kul hakkı önce yaşam hakkıyla başlar”diyerek önceliğin kadınların ve çocukların güvenliği olması gerektiğini vurguluyor.

Diyanet’in Anayasa’ya Aykırı Tutumu

Hukukçulara göre Diyanet, Anayasa’nın 10. maddesindeki “eşitlik ilkesi” ve 41. maddesindeki “ailede eşit haklar”hükmünü yok sayamaz. Anayasal bir kurum olarak hutbelerle yeni yasa ya da norm koyma yetkisi bulunmuyor. Buna rağmen hutbelerde kullanılan dil, fiili olarak kadınların eşit haklarının sorgulanmasına yol açıyor.

Toplumsal Gerilim ve Tehlike

Hutbelerin dili yalnızca dini öğüt değil, toplumsal düzeni yeniden şekillendirme girişimi olarak görülüyor. Kadınların miras, boşanma, velayet ve çalışma hakları dini kavramlarla sınırlandığında:

  • Kadınların ekonomik bağımsızlığı zedeleniyor.
  • Toplumsal cinsiyet eşitsizliği güçleniyor.
  • Hukukun üstünlüğü yerine dini normların üstünlüğü öne çıkarılıyor.

Kadınlar Geri Adım Atmayacak

Kadın örgütleri, Medeni Kanun ile güvence altına alınmış haklardan bir adım geri atılmayacağını net bir şekilde duyurdu. “Kadınlar gram vazgeçmeyecek” diyen kadın hareketi, hukuku yok sayan dini yorumlara karşı hem sokakta hem mahkemede mücadeleye devam edeceklerini belirtti.

Kaynak

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

“Ahbap Gençlik Programı Başvuruları Başladı”

HIZLI YORUM YAP