40,4559$% 0.1
47,5096€% -0.09
54,9297£% 0.32
4.438,67%-0,43
฿%
Ξ%
Ankara Tabip Odası (ATO), Türkiye’de giderek derinleşen yoksulluğun çocuklar üzerindeki etkilerini kamuoyuyla paylaştı. Son 7 yılda ailesinin yanında en temel ihtiyaçlarını karşılayamayan çocukların sayısının %40 arttığı belirtilen açıklamada, bugün 171 bin çocuğun yoksulluk sınırının altında yaşadığı vurgulandı.
Resmi verilere göre, her 10 aileden 1’i çocuklarına yeni giysi alamıyor; her 10 aileden 1’i ise çocuklarının gün içinde taze meyve ve sebze tüketmesini sağlayamıyor.
ATO’nun açıklamasında, Türkiye’de uygulanan ekonomik modelin gelir ve servet dağılımı eşitsizliğini artırdığı belirtildi. Yüksek enflasyon, artan hayat pahalılığı ve işsizliğin dar gelirli ailelerin yaşamını daha da zorlaştırdığı ifade edildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Gelir dağılımındaki eşitsizlik, işsizlik ve enflasyonun birleşimi, toplumun büyük bir kesimini topyekûn yoksulluğa sürüklüyor. Bu durumdan en çok etkilenenler ise çocuklar.”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından başlatılan Türkiye Aile Destek Programı kapsamında 2 milyon 969 bin 483 hanenin “aşırı yoksulluk” içinde olduğu tespit edildi. Ancak bu program, yoksulluğun çocukların yaşam koşullarına etkisini ortadan kaldırmaya yetmedi.
Resmi verilere göre Türkiye’de her 10 çocuktan 4’ü yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında bulunuyor. Bu tablo, çocukların yalnızca beslenme ve giyim ihtiyaçlarının değil, eğitim ve sosyal yaşamlarının da tehdit altında olduğunu gösteriyor.
Ankara Tabip Odası, yetersiz ve sağlıksız beslenmenin çocuklarda bilişsel gerilemeye ve öğrenme güçlüklerine yol açtığını vurguladı. Bu durumun çocukların yalnızca fiziksel değil, eğitimsel ve sosyal gelişimlerini de olumsuz etkilediği kaydedildi.
ATO, çocuk yoksulluğuyla mücadele için acilen uygulanması gereken adımları şöyle sıraladı:
Açıklamada, çocukların geleceğinin ancak yoksulluğu önleyici, koruyucu ve sosyal adaleti güçlendiren politikalarlagüvence altına alınabileceği vurgulandı.
Ankara Tabip Odası, çağrısını şu sözlerle sonlandırdı:
“Çocuklarımızın sağlıklı beslenmesi, eğitim alması ve eşit yaşam koşullarına kavuşması yalnızca bir sosyal politika değil, aynı zamanda bir toplumsal sorumluluktur. Çocuklarımız ve geleceğimiz için yoksulluğu önleyici adımlar atılmalıdır.”
İzmir Barosu’nda Tahkim Serisinin İlk Oturumu Gerçekleşti