38,0128$% 0.09
41,5613€% 0.23
48,4331£% -0.13
3.675,22%0,94
3002003฿%2.22063
59644Ξ%4.02958
02 Mayıs 2025 Cuma
Sığınmacı kadınların üreme sağlığına erişimini güçlendirmek amacıyla hayata geçirilen Üreme Sağlığı Fonu kapsamında proje başvuruları alınmaya başlandı. Hibe programı, özellikle Türkiye’de faaliyet gösteren ve bu alanda çalışan sivil toplum kuruluşlarının desteklenmesini amaçlıyor. Fonun toplam bütçesi 700.000 Amerikan doları olarak belirlenirken, başvuru yapan her STK azami 700.000 USD tutarında hibe talebinde bulunabilecek.
Fon kapsamında desteklenecek projelerin en az bir öncelik alanına odaklanması bekleniyor. Bu öncelikler arasında, üreme sağlığı hizmetlerine erişimin artırılması, aile planlaması ve doğum kontrol yöntemleri konusunda farkındalık çalışmaları, güvenli düşük ve doğum sonrası bakım hizmetlerine yönlendirme gibi konular bulunuyor. Ayrıca genç kadınlara yönelik programlar, dil bariyerini aşmaya yönelik çok dilli materyal geliştirme ve kültürel uygunluğu gözeten sağlık hizmet modelleri gibi çalışmalar da desteklenebilecek.
Başvuru yapacak kuruluşların bazı temel kriterleri karşılaması gerekiyor. Bunlar arasında, Türkiye’de kurulmuş tüzel kişilik statüsüne sahip olmak, ilgili kurumsal kapasiteye ve sahada en az bir yıllık deneyime sahip olmak, 2024 yılı için en az 1.000.000 TL gelir beyan etmiş olmak gibi şartlar yer alıyor.
Fon kapsamında desteklenen projelerin değerlendirme süreçleri belirlenen kriterler doğrultusunda yürütülecek. Başvurular, eksiksiz doldurulmuş başvuru formları ile birlikte 20 Mayıs 2025 saat 09.00’a kadar teslim edilmek zorunda.
Üreme Sağlığı Fonu’na dair başvuru koşulları, değerlendirme kriterleri ve fon takvimiyle ilgili detaylı bilgiler ile başvuru formuna ilgili internet sayfası üzerinden ulaşılabiliyor.
Türkiye’nin gündemine bomba gibi düşen bir dolandırıcılık skandalı ortaya çıktı! İçişleri Bakanlığının Anlaşmalı matbaasında basıldığı ortaya çıkan gri pasaportlarla ilgili çarpıcı bir dolandırıcılık skandalı patlak verdi. İddialara göre, 8.000 Euro karşılığında vizesiz seyahat vaadiyle hazırlanan pasaportlar, İstanbul’da yaşamalarına rağmen Kütahya İl Nüfus Müdürlüğü’ne yönlendirilerek işlemleri burada tamamlandı. Gri pasaportlar, başvuranlara havalimanında elden teslim edileceği söylenerek sahte bir prosedürle güven sağlandı.
Sabiha Gökçen Havalimanı’nda pasaport kontrol noktasında Kıbrıs’a seyahat edeceğini beyan eden 6 kişi, gri pasaportları teslim alacakları sırada polis tarafından suçüstü yakalandı. Yapılan incelemelerde pasaportların sahte olmadığı, ancak usulsüz bir şekilde devletin anlaşmalı matbaasında basıldığı belirlendi.
Olayda Türkiye Ulusal Ajansı’nda çalışan bir memur ile birlikte toplam 3 kişi tutuklandı. Firari bir şüphelinin yakalanması için çalışmalar sürüyor. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, 4 kişi hakkında 16’şar yıl hapis istemiyle dava açıldığını duyurdu.
Soruşturma derinleştirilirken, olayın perde arkasında kimlerin bulunduğuna dair yeni detayların ortaya çıkması bekleniyor. Gelişmeleri yakından takip ediyoruz!
Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi, 2 Ağustos 2024 tarihinde yürürlüğe giren “Katliam Yasası” ve 13 Aralık 2024’te yayımlanan yönetmelikle sokak hayvanlarına yönelik artan tehditlere karşı İstanbul Ümraniye Barınağı önünde bir basın açıklaması yaptı. Aktivistler, barınakların sokak hayvanları için adeta “ölüm kampları” haline geldiğini belirterek yetkililerin bu uygulamalara derhal son vermesini talep etti.
Basın açıklamasında, 14 Ekim 2024’te gönüllülerin Ümraniye Barınağı’na yaptıkları ziyarette birçok yaralı, hasta ve bakımsız hayvanın ölüme terk edildiğinin tespit edildiği hatırlatıldı. Bu görüntülerin basına yansımasının ardından toplumda infial oluşmasına rağmen yetkililer hakkında hiçbir işlem yapılmadığı ve barınağa girişin halen yasak olduğu ifade edildi.
“Barınaklar Kan Kokuyor!”
Açıklamada, “20 yıldır kanunda yer alan yükümlülükleri yerine getirmeyen, hayvanları kısırlaştırmayan, besleme ve bakımını yapmayan, onları ormanlara ve çöplüklere terk eden belediyeler suçunu hayvanlara atamaz!” denilerek, mevcut yasa ve yönetmeliklerin hayvan haklarını yok sayan uygulamalar içerdiği vurgulandı.
Aktivistler, barınaklarda hayvanlara yönelik şiddet ve kötü muamelede bulunan belediye çalışanları ve sorumluların yargılanmasının engellendiğini ifade ederek, adalet çağrısında bulundu. “Yaşam hakkına dokunamazsınız!”, “Kan kokuyor, barınaklarınız kan kokuyor!” sloganlarıyla, sokak hayvanlarının tecrit edilmesi ve öldürülmesine karşı direniş çağrısı yapıldı.
“Hayvan Hakları İçin Sokaklarda Olacağız”
Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi, Türkiye çapındaki tüm yaşam savunucularını, sokak hayvanlarının yaşam haklarını korumak için mücadeleye çağırdı. Aktivistler, “Etik ve bilimsel olan tek çözüm, kısırlaştırmak, yerinde yaşatmak ve hayvan üretim ve satışını yasaklamaktır.” diyerek, yasa ve yönetmeliğin iptal edilene kadar mücadeleye devam edeceklerini belirtti.
Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği, toplumda cinsel şiddetin önlenmesine yönelik farkındalık yaratmak amacıyla düzenlediği #DeğişimBenimleBaşlar atölyelerine hız kesmeden devam ediyor. Türkiye’nin farklı şehirlerinde gerçekleştirilen bu atölyelerde, katılımcılara çeşitli konularda bilgi ve farkındalık kazandırılıyor.
Adana Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı Danışma Birimi ve İzmir Belediyesi Kadın Çalışmaları Şube Müdürlüğü iş birliğiyle düzenlenen “Flört Şiddeti ve Güvenli İlişkiler” atölyesi, bireylerin güvenli ve sağlıklı ilişkiler kurabilmesine dair önemli bilgiler sundu. İstanbul Beşiktaş Belediyesi Çocuk ve Gençlik Birimi ve Muğla’dan rehber öğretmenlerin katılımıyla gerçekleştirilen “Cinsel İstismara Koruyucu ve Önleyici Yaklaşım” atölyesi ise çocukların ve gençlerin korunmasına yönelik pratik yaklaşımlar üzerine odaklandı.
bianet iş birliğiyle düzenlenen “Cinsel Şiddet Alanında Hak Temelli Habercilik” atölyesinde ise medya çalışanlarına, cinsel şiddetle ilgili habercilikte dikkat edilmesi gereken etik kurallar ve hak temelli bir dilin önemi anlatıldı. Vegan aktivistlerle birlikte düzenlenen “Cinsel Şiddet, Kavramlar ve Mücadele Yöntemleri” atölyesi ise cinsel şiddetle mücadelenin temel kavramları ve etkin yöntemlerine dikkat çekti.
Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği, gerçekleştirdiği bu atölyelerle toplumun her kesiminde farkındalık yaratmayı ve cinsel şiddete karşı ortak mücadeleyi güçlendirmeyi hedefliyor. Dernek yetkilileri, önümüzdeki dönemde farklı şehirlerde de yeni atölyeler düzenleyeceklerini belirtiyor.
Mor Dayanışma, kadınların dayanışma ruhunu ve mücadele gücünü artırmak amacıyla düzenlediği yaz kamplarının 8.’sini başarıyla tamamladı. “Çekmişim İsyan Bayrağını, Dalgalanır Başımda Hür!” temasıyla gerçekleştirilen kamp, Türkiye’nin dört bir yanından gelen 300 kadını bir araya getirdi. Kadınlar, farklı şehirlerden katılarak deneyimlerini paylaşma, sorunlarına çözüm arama ve dayanışma ağı kurma fırsatı buldu.
Son iki yıldır bölge dinamikleri ve yerel ihtiyaçlar doğrultusunda farklı bölgelerde gerçekleştirilen kamplarda bu yıl, Ege Bölgesi’nde İzmir Dikili’de, Güney Bölgesi’nde Adana Karataş’ta ve Marmara Bölgesi’nde Balıkesir Güre’de çeşitli etkinlikler yapıldı. 17-25 Ağustos tarihleri arasında düzenlenen kamplarda kadınlar, atölyeler, söyleşiler ve kültürel etkinliklerle bir araya gelerek hem eğlendi hem de kadın hakları mücadelesini güçlendirdi.