40,4559$% 0.1
47,5096€% -0.09
54,9297£% 0.32
4.438,67%-0,43
฿%
Ξ%
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’na bağlı sendikalar, şubeler ve bileşenler, 2025 yılı için kamu emekçilerine önerilen düşük zam oranlarını protesto etmek amacıyla Ankara’da iş bıraktı. Anıtpark’ta düzenlenen kitlesel basın açıklamasının ardından kortej halinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na yürüyen kamu emekçileri, iktidara sert mesajlar verdi.
Eyleme sadece Birleşik Kamu-İş üyeleri değil; farklı sendikalardan, emek örgütlerinden, siyasi partilerden ve yurttaşlardan da destek geldi. Katılımcılar, “insanca yaşam, adil ücret, sosyal haklar” taleplerini haykırdı.
Konfederasyon Genel Başkanı Orhan Yıldırım, yaptığı konuşmada hükümetin yıllardır sürdürdüğü politikaların emekçileri sefalet koşullarına mahkûm ettiğini vurguladı. Yıldırım, “Alın terimiz gasp ediliyor, emeğimiz yok sayılıyor. 85 milyona layık gördükleri ekmek bu. Sermaye sahiplerine ve faiz lobilerine ayırdıkları ekmek bu. Biz bu denklemi kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.
Birleşik Kamu-İş, kamu emekçilerine önerilen maaş artışlarını “sefalet zammı” olarak nitelendirdi. Katılımcılar, “İnsanca yaşamak istiyoruz” sloganlarıyla, düşük oranların asla kabul edilmeyeceğini dile getirdi.
Eylemde sıkça dile getirilen bir diğer talep, ülkede üretilen gelirin adil paylaşılması oldu. Konfederasyon, “Ülkenin zenginliği sadece küçük bir azınlığa değil, 85 milyon vatandaşa aittir” diyerek mevcut ekonomik paylaşımın adaletsizliğine dikkat çekti.
Kamu emekçileri, aynı işi yapan çalışanlar arasındaki maaş farklarının ortadan kaldırılmasını talep etti. Hükümetin, emekçiden yana ekonomi politikaları geliştirmesi gerektiği vurgulandı.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı enflasyon rakamları da sert şekilde eleştirildi. Konfederasyon, bu verilerin gerçek yaşam maliyetlerini yansıtmadığını, kira, gıda ve ulaşım gibi temel ihtiyaçlardaki artışın görmezden gelindiğini söyledi. Katılımcılar, “TÜİK elini cebimizden çek” sloganları attı.
Çalışma ve Maliye Bakanlığı’nın önerdiği zam oranları da kabul edilmedi. Özellikle 1.000 TL’lik artışın “sadaka” olarak nitelendirilmesi dikkat çekti. Meydanda sıkça “Hükümet zammını al başına çal” sloganı yankılandı.
Eylemde, geçmişte ücretsiz olan eğitim ve sağlık hizmetlerinin yeniden sağlanması talep edildi. “Sağlık ve eğitim temel haktır, parayla satılamaz” denildi.
Konfederasyon, bütçenin faiz lobileri ve sermaye çevreleri yerine emekçiye ayrılması gerektiğini belirterek, “Bütçeyi emek için, halk için kullanın” çağrısı yaptı.
Orhan Yıldırım konuşmasında, “23 yıldır uygulanan sermayeden yana politikalar sonucu ülkede orta direk kalmadı. Memur da, işçi de, çiftçi de açlık ve yoksulluk sınırında yaşıyor. Bugünkü ekonomik krizin sebebi hükümettir” dedi.
Konfederasyon, iktidarın çalışanları köle gibi gördüğünü, sosyal hakları yok ettiğini, liyakatsiz kadrolaşmanın ve adaletsiz yönetim anlayışının ülkeyi derin bir krize sürüklediğini dile getirdi.
Kaybedilen haklar arasında erken emeklilik, ev sahibi olma imkânı, parasız sağlık ve eğitim hizmetleri gibi temel sosyal güvenceler öne çıkarıldı.
Eylemde sık sık “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” ve “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” sloganları atıldı. Sendika temsilcileri, mücadelenin yeni başladığını, talepler karşılanana kadar eylemlerin devam edeceğini belirtti.
Birleşik Kamu-İş ayrıca diğer sendikalara da çağrıda bulunarak, “Hakem heyetine gitmeyin. Gelin, Ekim ayında Meclis’te memurun hak ettiği ücreti hep birlikte tartışalım” mesajı verdi.
Eylemin sonunda yapılan açıklamada hükümete erken seçim çağrısı yapıldı:
“Ekonomiyi yönetemiyorsunuz, krizin faturasını emekçiye kesiyorsunuz. Bir an önce sandığı getirin, boyunuzun ölçüsünü alın.”
BURSA KENT KONSEYİ’NDEN KAPSAYICILIK ATÖLYESİ: “HERKESİN SESİNİN DUYULDUĞU BİR ŞEHİR”