40,4559$% 0.1
47,5096€% -0.09
54,9297£% 0.32
4.438,67%-0,43
฿%
Ξ%
Sağlık Hakkına Erişim Bir İnsan Hakkıdır
Gülbahar Kıskaç uzun süredir kalp, şeker ve tansiyon rahatsızlıklarıyla mücadele ediyor. Daha önce psikiyatrik tedavi gördüğü ve halen düzenli olarak ilaç kullanması gerektiği belirtiliyor. Ancak kendisi, ilaçlarının düzenli verilmediğini ve tedavisinin kesintiye uğradığını ifade ediyor. Psikiyatrik ilaçların süreklilik arz eden bir tedavi gerektirdiği düşünüldüğünde bu durum ciddi sağlık riskleri barındırıyor. İlaçların düzensiz verilmesi sinir sistemi üzerinde kalıcı hasar bırakabileceği gibi, ruhsal dengesizliği de ağırlaştırabiliyor.
Kıskaç’ın yaşadığı hak ihlallerinden biri de sağlık hizmetlerine erişimdeki aksamalar. Şeker hastalığına dair raporu olmasına rağmen kendisine diyabet yemeği verilmediği, raporlu ilaçlarına ulaşmakta zorlandığı, özellikle memesinde oluşan bir rahatsızlık için dört aydır hastaneye sevk edilmediği ifade ediliyor. Ağrılarına rağmen tedavi sürecinin başlatılmaması, yaşam hakkı bakımından ciddi bir ihlal anlamına geliyor.
Yaşı ilerlemiş olan Gülbahar Kıskaç okuma yazma bilmediği için haklarını talep etme ve dilekçe yazma süreçlerinde büyük güçlükler yaşıyor. Bu durum, hapishane koşullarında hak arama yollarını kullanmasını neredeyse imkânsız hale getiriyor. CİSST, okuma yazma bilmeyen mahpuslar için özel destek mekanizmaları kurulması gerektiğini vurguluyor.
Gülbahar Kıskaç’ın ailesinden uzakta tutulması, yaşadığı izolasyonu ve psikolojik zorlukları derinleştiriyor. Ailesine yakın bir hapishaneye sevk talepleri kapasite gerekçesiyle reddediliyor. Ancak Anayasa ve uluslararası insan hakları sözleşmeleri uyarınca mahpusların aile hayatına saygı hakkı korunmalı. Aile desteğinden mahrum bırakılmak, kişinin ruhsal sağlığını olumsuz etkiliyor ve hapishane koşullarını daha da çekilmez hale getiriyor.
Kıskaç’ın aktardığı bir diğer sorun da Roman kimliği nedeniyle koğuş içinde maruz kaldığı ayrımcılık. Hapishane içinde dışlanma ve ötekileştirilme, yalnızca sosyal ilişkilerini değil, psikolojik sağlığını da olumsuz etkiliyor. Türkiye’nin taraf olduğu ulusal ve uluslararası insan hakları belgeleri kimlik temelli ayrımcılığı yasaklıyor. Bu nedenle hapishane idaresi, ayrımcılığı önleyici mekanizmaları hayata geçirmekle yükümlü.
Avukatlarının aktardığına göre Kıskaç, görüşmeler sırasında kendini ifade etmekte zorlanıyor ve algısı zayıflıyor. Bu durum hem savunma hakkını hem de genel psikolojik iyiliğini olumsuz etkiliyor. Hapishane koşullarının artık kendisi için dayanılmaz olduğunu söyleyen Kıskaç’ın intihar etmeyi düşündüğünü dile getirmesi, durumun aciliyetini ortaya koyuyor.
CİSST Derneği, Gülbahar Kıskaç’ın yaşam hakkı ve sağlık hakkının korunması için ivedilikle şu adımların atılması gerektiğini vurguladı:
CİSST Derneği’nin açıklamasında, devletin mahpusların yaşam hakkını, sağlık hakkını ve insan onuruna uygun muamele görmesini sağlamakla yükümlü olduğunun altı çizildi. Gülbahar Kıskaç’ın yaşadığı sorunların münferit olmadığı; Türkiye’de hasta mahpusların karşılaştığı yapısal bir sorunun yansıması olduğu belirtildi.
Gülbahar Kıskaç’ın yaşadığı ihlaller, cezaevlerinde hasta mahpusların haklarının korunması konusunda ciddi reformlara ihtiyaç olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. İnfaz erteleme prosedürlerinin hızla işletilmesi, sağlık hizmetlerine kesintisiz erişim ve ayrımcılıkla mücadele yalnızca Kıskaç için değil, tüm mahpuslar için insan haklarına uygun bir infaz sisteminin temel koşullarıdır.
2. Çocuk Edebiyatı Çalıştayı Eskişehir’de Gerçekleşiyor