Çocuk Hakları İçin Hesap Verebilirlik: ACAR Projesi Sivil Toplumu Güçlendiriyor

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Çocuk Haklarını İzlemek: Veri Toplamanın Ötesinde

Eğitimin açılış konuşmasını yapan deneyimli insan hakları uzmanı ve savunucu Adem Arkadaş-Thibert, çocuk haklarını izlemenin yalnızca bir veri toplama faaliyeti değil; aynı zamanda hesap verebilirlik, çocuklara ses vermek ve sorumluluk sahiplerini harekete geçirmek anlamına geldiğini vurguladı.

UNICEF tarafından hayata geçirilen ACAR Projesi’nin amacı, sivil toplum örgütlerinin çocuk hakları ihlallerini belgeleme, bunları görünür kılma ve karar alıcılardan hesap sorabilme kapasitelerini güçlendirmek.

Veriyi Eyleme Dönüştürmek

Proje kapsamında yürütülen ulusal düzeydeki bir haritalama çalışması, pek çok sivil toplum kuruluşunun sistematik izleme ve güçlü savunuculuk için gerekli araçlara sahip olmadığını ortaya koydu. Bu ihtiyaç doğrultusunda, uluslararası çocuk hakları çerçevesi, pratik izleme yöntemleri, veri toplama teknikleri, stratejik savunuculuk araçları ve “eğitici eğitimi” yöntemlerini içeren üç modüllü yoğun bir program tasarlandı.

Adem Arkadaş-Thibert, bu programın amacını şöyle özetledi:

“Amacımız, STK’ları ihlalleri belgelemek için gerekli beceri, bilgi ve araçlarla donatmak ve aynı zamanda demokrasiyi ve hukuk devletini destekleyen sistemsel değişimleri talep etme konusunda onları güçlendirmek.”

Değişim İçin Ortak Sorumluluk

ACAR Programı, “tek bir aktör tek başına çocuk haklarını koruyamaz” anlayışı üzerine kuruldu. Sivil toplumun bağımsız ve güçlü bir ses olarak duruş sergilemesi, çocuk haklarının korunmasında kritik rol oynuyor.

Kıdemli Çocuk Koruma Danışmanı Séverine Jacomy-Vité, bu gerçeği şöyle ifade etti:

“Bu eğitim, STK’ların hesap sorabilme kapasitesini güçlendirmek için sunduğumuz pek çok destekten yalnızca biri. Sivil toplumun bağımsız ve duruş sahibi bir ses olarak varlığını sürdürmesi hayati önem taşıyor.”

Farklı Sesler, Zengin Perspektifler

Eğitim, gençlerin liderliğinde çalışan gruplardan Roman çocukların haklarına odaklanan derneklere; engelli çocuklarla çalışanlardan çocuk adaleti ve kadın-kız çocuklarının güçlenmesi alanında faaliyet gösterenlere kadar çok geniş bir yelpazede sivil toplum kuruluşunu bir araya getirdi. Bu çeşitlilik, katılımcılar için hem kolektif bir öğrenme ortamı hem de zengin bir deneyim ağı oluşturdu.

Alandan Kıymetli Değerlendirmeler

Katılımcılar, yaşadıkları bölgelere özgü sorunlara farklı araçlar ve bakış açılarıyla yaklaşma fırsatı buldu.

Fatma Coşkun Caymaz (Dom Araştırmaları Vakfı):

“Uluslararası standartları yerelde uygulama imkânı bulmak çok faydalı oldu. En önemlisi, bu çocukların yaşadığı çok katmanlı ayrımcılığı ele alacak somut araçlar kazandık.”

Mehmet Tursun (Baran Tursun Vakfı):

“Veri odaklı savunuculuk ile kapasitemizi güçlendirdik ve kurumlarla daha sağlam iş birlikleri kurduk. ACAR Programı bize, verilerle çalışma ve yetkililerle iş birliğini derinleştirme konusunda yeni yollar sundu.”

Strateji ve Değişimin Sesleri

Eğitime katılan genç insan hakları savunucuları da stratejik savunuculuğun önemini vurguladı.

Dilan Orak (Avukat, İnsan Hakları Savunucusu):

“Savunuculuk sadece sesimizi duyurmak değil; doğru dili kullanmak, güvenilir bilgi toplamak ve hukuki-sosyal mekanizmaları etkili biçimde kullanmaktır. Bence değişimin anahtarı da budur.”

Sürdürülebilir Etki İçin Daha İleri Gitmek

ACAR yalnızca bilgi aktarmak için değil, dönüşüm yaratmak için tasarlandı. Program, STK’ları hem savunucu hem de mentor olarak eğitiyor. Bu yaklaşım, bilgi yayılımını artıran, ortaklıkları güçlendiren ve daha dirençli bir sivil toplum oluşturan bir çarpan etkisi yaratıyor.

Bugüne kadar eğitim alan sivil toplum kuruluşları, daha küçük örgütlere rehberlik ederek Türkiye çapında dayanışma ağları kurdu. Bu ağlar, uzun soluklu ve yerelden yükselen bir değişim hareketinin temellerini atıyor.

Geleceğe Bakış

ACAR Programı’nın hedefi, bireysel kapasitelerin ötesine geçerek sivil toplum kuruluşları arasında kalıcı sinerjiler yaratmak. Artık örgütler yalnızca kendi illerinde değil, farklı şehirler arasında da ortak projeler geliştirerek daha geniş bir çocuk hakları ağı inşa ediyor.

Hak temelli izleme çerçeveleri ve yerel gerçekliklere duyarlı yaklaşımlar sayesinde bu STK’lar, geleceğin sistematik değişimlerini şekillendirecek güçlü aktörlere dönüşüyor.

UNICEF ve Avrupa Birliği iş birliğiyle yürütülen ACAR Programı, toplulukların, sivil toplumun ve kurumların birlikte hareket ederek çocuk haklarını koruma ve güçlendirme potansiyelini en güçlü şekilde ortaya koyuyor. Çünkü hiçbir sorunu tek başımıza çözemeyiz; ancak birlikte, çözümü mümkün kılabiliriz.