40,4559$% 0.1
47,5096€% -0.09
54,9297£% 0.32
4.438,67%-0,43
฿%
Ξ%
15 Ağustos 2025 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından okunan Cuma hutbesinde yer alan miras paylaşımına ilişkin ifadeler, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Hutbede dile getirilen görüşlerin, kadın ve erkeklerin eşit miras hakkına karşı dini referanslarla itiraz niteliği taşıdığı yorumları yapıldı.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), yaptığı açıklamada, bu ifadelerin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve Anayasa’nın 10. maddesi ile güvence altına alınmış olan eşitlik ilkesine aykırı olduğunu belirtti.
ÇYDD, eşit miras hakkının yalnızca Türk Medeni Kanunu’nda değil, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın eşitlik ilkesinde ve ülkenin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde yer aldığını hatırlattı. Bu sözleşmeler arasında, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) ve İstanbul Sözleşmesi gibi uluslararası metinler bulunuyor.
Dernek, bu hakkın “vazgeçilmez bir yurttaşlık hakkı” olduğunu ve hiçbir dini, kültürel veya geleneksel gerekçe ile sınırlandırılamayacağını vurguladı.
Açıklamada, laiklik ilkesinin Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliklerinden biri olduğu hatırlatılarak, kanunla belirlenmiş temel haklara dini referanslarla karşı çıkılmasının hem hukukun üstünlüğü hem de toplumsal barış açısından kabul edilemez olduğu ifade edildi.
ÇYDD, kadınların mirastaki eşit pay hakkını tartışmaya açan ve hukukun üzerinde dini kuralları dayatan her söylemin, kadınların vatandaşlık haklarını, toplumsal konumunu ve özgürlüklerini tehdit ettiğini belirtti.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, kadınların toplumsal, ekonomik ve siyasal alanlardaki eşit haklarını savunmak için var gücüyle çalışmaya devam edeceğini belirtti.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Demokratik değerlere ve insan haklarına olan inancımızla, hukukun ve eşitlik ilkesinin savunucusu olmaya devam edeceğiz. Kadınların eşit yurttaşlık haklarını hedef alan her türlü gerici ve yanlış açıklamanın karşısında duracağız.”
Hukukçular, eşit miras hakkının tartışmaya açılmasının Anayasa’nın bağlayıcı hükümleriyle çeliştiğini belirtiyor. Özellikle kadınların ekonomik bağımsızlığı açısından bu hakkın korunmasının kritik olduğunu vurgulayan hukukçular, miras paylaşımında cinsiyet temelli ayrımcılığın kabul edilemez olduğunu ifade ediyor.
Kadın hakları savunucuları ise, bu tür açıklamaların toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine zarar verdiğini ve kadınların ekonomik yaşamda güçsüzleşmesine yol açabileceğini söylüyor.
Birçok demokratik ülkede, miras hukukunda cinsiyet eşitliği anayasal veya yasal düzenlemelerle güvence altına alınmış durumda. Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası belgeler, eşit miras hakkını temel insan hakları kapsamında değerlendiriyor. Bu hakka aykırı düzenlemeler veya söylemler, uluslararası yükümlülüklerle de çelişiyor.
ÇYDD, açıklamasının sonunda tüm kamu kurumlarını, hukukun üstünlüğü ve laiklik ilkelerini korumaya davet etti. Dernek, kadınların eşit haklarını hedef alan her türlü girişime karşı toplumsal ve hukuki mücadele vereceklerini belirtti.
TKDF’den Diyanet’e Tepki: “Kadınların Kazanılmış Haklarına Dokunmayın”