40,4559$% 0.1
47,5096€% -0.09
54,9297£% 0.32
4.438,67%-0,43
฿%
Ξ%
Türkiye’de ifade özgürlüğü ve insan hakları mücadelesi açısından dikkat çekici bir gelişme yaşandı. 23 yaşındaki insan hakları savunucusu ve LGBTİ+ aktivisti Enes Hocaoğulları, 5 Ağustos 2025 tarihinde Ankara Esenboğa Havalimanı’nda gözaltına alınarak tutuklandı. Hocaoğulları’nın tutuklanmasının gerekçesi, Mart ayında Strazburg’da katıldığı Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nin 48. oturumunda yaptığı konuşma oldu.
Hocaoğulları, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından düzenlenen kitlesel protestolara değinmiş ve polis şiddetine dikkat çekmişti. Ancak bu sözler, iddianamede “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak” (TCK 217/A) ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” (TCK 216/1) suçlamalarına dayanak yapıldı.
Hocaoğulları’nın, protestolarda yaşanan hak ihlallerine ilişkin şu sözleri iddianamede suç unsuru olarak gösterildi:
Savcılık, bu sözlerin sosyal medyada Emniyet Genel Müdürlüğü ve Adalet Bakanlığı etiketleriyle paylaşılması gerekçesiyle suçlama yöneltti. Eğer suçlu bulunursa, Hocaoğulları yalnızca ifade özgürlüğünü kullandığı için iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası alabilir.
Uluslararası insan hakları örgütleri, özellikle 2022 yılında yürürlüğe giren TCK 217/A “halkı yanıltıcı bilgiyi yayma” maddesinin aşırı geniş ve muğlak tanımlarla keyfi olarak uygulandığını ve çoğunlukla gazeteciler ile aktivistleri hedef aldığını belirtiyor.
Benzer şekilde, TCK 216/1 “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” maddesi de uluslararası insan hakları standartlarının ötesinde geniş bir yorumla kullanılıyor. Uluslararası Af Örgütü, Türkiye’yi bu maddeleri uluslararası hukukla uyumlu hâle getirmeye çağırıyor.
Uluslararası Af Örgütü ve hak savunucuları, Enes Hocaoğulları’nın derhal ve koşulsuz serbest bırakılması gerektiğini vurguluyor. Açıklamalarda, hiç kimsenin barışçıl bir şekilde ifade özgürlüğünü kullandığı için cezalandırılmaması gerektiğinin altı çiziliyor.
Ayrıca devletin, yalnızca insan haklarını ihlal etmekten kaçınmakla değil, aynı zamanda hak savunucularının çalışmalarını güvenli ve elverişli bir ortamda sürdürebilmesini sağlamakla yükümlü olduğu hatırlatılıyor.
Enes Hocaoğulları’nın tutukluluğu, Türkiye’de ifade özgürlüğünün mevcut durumu ve uluslararası yükümlülükler çerçevesinde ciddi tartışmalara yol açmış durumda.
Down Sendromlu Gençler “Su ile Hayata” Projesiyle Temiz Suyun Önemini Keşfetti