40,4559$% 0.1
47,5096€% -0.09
54,9297£% 0.32
4.438,67%-0,43
฿%
Ξ%
Bir STK düşünün… Aylarca hazırlık yapıyor, gönüllüler gece gündüz çalışıyor, etkinlik düzenleniyor, onlarca insan fayda görüyor. Ama günün sonunda sosyal medyada sadece birkaç fotoğraf, bir de “etkinliğimizi başarıyla tamamladık” yazısı paylaşılıyor. Oysa emek büyük, etki güçlü. Peki neden görünmüyor?
Çünkü içerik kalitesi, STK’ların en güçlü çalışmalarını bile görünmez kılabiliyor.
Bugün dijital çağda sadece iş yapmak yetmiyor; o işi doğru, güçlü ve güven verici bir şekilde anlatmak gerekiyor. İşte bu yüzden içerik kalitesi, sivil toplumun görünürlüğünü ve güvenilirliğini belirleyen en kritik unsurlardan biri haline geldi.
Bir bağış kampanyası yapıldığını düşünelim. Eğer paylaşılan rakamların kaynağı belirsizse, görsellerde rıza alınmadığı hissi varsa ya da dil özensizse, insanlar destek olmakta tereddüt edebiliyor.
Ama aynı kampanya, şeffaf bir anlatım, doğrulanabilir veriler ve sade bir dil ile sunulduğunda güven artıyor. İnsanlar hem gönül rahatlığıyla destek veriyor hem de başkalarına öneriyor.
STK’lar için güveni artırmanın ilk adımı, içeriklerin sağlam temellere dayanmasıdır.
Çok değerli raporlar hazırlanıyor, önemli etkinlikler yapılıyor. Ama bazen rapor sadece PDF olarak bir e-postada kalıyor, etkinlik sadece katılımcıların hafızasında.
Halbuki biraz daha özenle hazırlanmış bir özet, etkili bir infografik ya da kısa bir video bu çalışmaları çok daha geniş kitlelere ulaştırabilir. Örneğin bir gençlik çalıştayının sonuçlarını 40 sayfalık rapor yerine, üç ana başlık ve birkaç görselle anlatmak, hem medyanın ilgisini çeker hem de karar vericilere daha hızlı ulaşır.
Bugün herkes içerik üretiyor. Belediyeler, şirketler, bireyler… Dolayısıyla STK’ların fark yaratabilmesi için içeriklerinde hem özgünlük hem de kalite şart.
Özellikle gençlerin ilgisini çekmek istiyorsak; görselliği güçlü, kısa ama vurucu, aynı zamanda hak temelli içerikler üretmek gerekiyor. “Duyuru” dilinden çok, “hikâye” dili öne çıkmalı. İnsanların kalbine ve aklına aynı anda dokunan içerikler, daha fazla etki yaratıyor.
Donörler ve işbirliği yapmak isteyen kurumlar, bir STK’nın içeriklerine bakarak o kurumun kapasitesini ölçebiliyor. Amatörce hazırlanmış, dağınık ya da özensiz içerikler, aslında çok değerli projelerin bile etkisini azaltabiliyor.
Buna karşılık profesyonel, net ve etik bir içerik, “bu kurum işini ciddiye alıyor” mesajını veriyor. Bu da hem işbirliklerini hem de fon fırsatlarını artırıyor.
Bunlar çok basit ama etkisi çok büyük adımlar.
Sivil toplumda içerik kalitesi bir lüks değil; bir zorunluluk. Çünkü yaptığımız çalışmaların değeri, onları nasıl anlattığımızla doğrudan bağlantılı.
Unutmayalım: Güçlü içerik, güçlü etki demektir.
Bir içerik paylaşmadan önce kendine şu 5 soruyu sor:
Bu soruların çoğuna “evet” diyebiliyorsan, içerik kaliten yüksek demektir.
Kent Hakkı Sadece Binalardan Değil, İnsanlardan Başlar: Roman, Dom ve Abdalların Afet Sonrası Dışlanma Sorunu