40,4559$% 0.1
47,5096€% -0.09
54,9297£% 0.32
4.438,67%-0,43
฿%
Ξ%
İklim krizi, toplumun her kesimini etkileyen bir sorun olsa da, bu etkilerin düzeyi gruplar arasında farklılık gösterebiliyor. Engelli bireyler, afetlere müdahale, tahliye süreçleri, ulaşım, sağlık hizmetlerine erişim ve bilgiye ulaşım gibi temel alanlarda ciddi dezavantajlarla karşı karşıya kalabiliyor.
Bu nedenle engelli bireylerin yalnızca iklim politikalarının faydalanıcıları değil, aynı zamanda politika yapım süreçlerinin aktif öznesi olmaları büyük önem taşıyor. Katılımcı mekanizmaların yerel yönetimlerden merkezi düzeye kadar geliştirilmesi, kapsayıcı ve adil bir yönetişim modeli için vazgeçilmez.
“Engelli hakları perspektifinden iklim politikaları üretmek, yalnızca bir özel gruba yönelik bir düzenleme değil, aynı zamanda iklim adaletinin ölçüsünü belirlemektir.” Bu yaklaşım, engelli bireylerin ihtiyaçlarını karşılayan politikaların; yaşlılar, çocuklar ve kadınlar gibi diğer kırılgan grupların da güvenliğini ve haklarını koruyacak yapılar oluşturmasına katkı sağlar.
Yani bir toplumun iklim krizine verdiği yanıt, en kırılgan olanı ne kadar kapsıyorsa, o kadar adildir.
Engelliliğin merkeze alındığı bir iklim uyum politikası; erişilebilirlik, eşit katılım ve sürdürülebilirlik ilkelerine dayanır. Bu yaklaşım sadece bireysel hakları gözetmekle kalmaz, aynı zamanda toplum genelinde dirençli bir yapının kurulmasına da olanak tanır.
İklim krizine karşı geliştirilen stratejilerde, erişilebilir uyarı sistemleri, engelsiz tahliye planları, bilgiye erişim mekanizmaları ve sosyal destek yapılarının yer alması, insan hakları temelli iklim yönetiminin olmazsa olmazıdır.
İklim Krizine Mahalle Ölçeğinde Çözüm