40,4559$% 0.1
47,5096€% -0.09
54,9297£% 0.32
4.438,67%-0,43
฿%
Ξ%

İstanbul Barosu, son günlerde basına yansıyan ve “11. Yargı Paketi” adı altında Türk Ceza Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik öngören taslak metne yönelik yazılı bir açıklama yayımladı. Baro, mevcut haliyle yasalaşması durumunda, uzun mücadeleler sonucu elde edilen hakların geri götürüleceğini, Anayasa’ya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ve temel hukuk ilkelerine açıkça aykırı düzenlemeler içerdiğini ifade etti.
Henüz resmiyet kazanmamış olsa da temel hak ve hürriyetleri kısıtlayıcı her girişimin karşısında durmayı, anayasal ve mesleki bir sorumluluk olarak kabul ettiklerini belirten İstanbul Barosu, taslağın LGBTI+ bireylerin temel hak ve özgürlüklerine müdahaleler içerdiğini vurguladı.
Açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarafı olduğu uluslararası sözleşmeler uyarınca, devletin LGBTI+ bireylere yönelik nefret ve ayrımcılığı önlemek, onların hak ve özgürlüklerini koruyup geliştirmekle yükümlü olduğu hatırlatıldı.
Taslakta, Türk Medeni Kanunu’nun 40. maddesinde daha önce Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen “üreme yeteneğinden sürekli yoksun olma” şartının yeniden getirilmek istendiği ve cinsiyet uyum sürecinin hem tıbbi hem de idari açıdan zorlaştırıldığı ifade edildi.
Baro, bu düzenlemelerin kişinin bedeni ve kimliği üzerindeki tasarruf hakkını, özel hayata saygı ve insan onuru ilkelerini ihlal ettiğini belirtti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları doğrultusunda, bu düzenlemelerin insan haklarıyla bağdaşmadığına dikkat çekildi.
Taslakta, Türk Ceza Kanunu’na yapılması planlanan eklemelerle, cinsiyet değişikliğinin suç olarak düzenlenmesi ve “doğuştan gelen biyolojik cinsiyet” ile “genel ahlaka” aykırı davranışlara hapis cezası öngörülmesi de eleştirildi. İstanbul Barosu, bu kavramların muğlak ve keyfi uygulamalara açık ifadeler olduğunu belirterek, tasarının yasalaşması halinde tüm toplumun temel hak ve hürriyetleri ile laik hukuk devleti ilkelerinin tehlikeye gireceğini vurguladı.
Taslakta yer alan çocuklara yönelik düzenlemelere de dikkat çekilen açıklamada, ceza yaş sınırlarının artırılması ve çocuklara yönelik ceza rejiminin ağırlaştırılmasının, çocuk adalet sisteminin temelini zedeleyeceği ifade edildi. İstanbul Barosu, bu yaklaşımın Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle de çeliştiğini belirtti.
İstanbul Barosu, başta LGBTI+’lar ve çocuklar olmak üzere toplumun her kesimini hedef alan, Anayasa’yı ve uluslararası insan hakları sözleşmelerini ihlal eden bu girişimlerin ve demokratik toplum gereklerine aykırı düzenlemelerin karşısında olduğunu açıkladı.
Baro, hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına aykırı her türlü girişimin karşısında durmaya devam edeceklerini, herkesin eşit ve özgür bir şekilde yaşayabildiği bir hukuk düzeni için mücadeleyi sürdüreceklerini kamuoyuna duyurdu.
İzmir Barosu’ndan 11. Yargı Reformu Taslağı’na Tepki