40,4559$% 0.1
47,5096€% -0.09
54,9297£% 0.32
4.438,67%-0,43
฿%
Ξ%
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 2024 tarihli Cinsiyete Dayalı Ücret Farkının Ölçümü Raporu, dünya genelinde halen devam eden büyük bir eşitsizliği gözler önüne seriyor. Rapora göre kadınlar, aynı işi yapan erkeklerden ortalama %17 daha az kazanıyor. Bu oran, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yüksek olduğu ülkelerde daha da artıyor. Bu durum yalnızca bireylerin ekonomik özgürlüğünü kısıtlamakla kalmıyor, aynı zamanda toplumsal güveni, fırsat eşitliğini ve sürdürülebilir kalkınmayı da olumsuz etkiliyor.
Kadınların iş gücüne katılımı arttıkça, gelir eşitsizliği daha görünür hale geliyor. Fırsatlara erişimdeki kısıtlamalar, yaşam kalitesindeki farklılıklar ve iş yerindeki temsil eksiklikleri, toplumun her alanında derin izler bırakıyor.
Adaletsizlik yalnızca toplumsal cinsiyetle sınırlı değil. Eşit işe eşit ücret ilkesi, etnik köken, engellilik durumu, yaş, vatandaşlık statüsü gibi farklı ayrımcılık alanlarını da kapsıyor. Aynı işi yapan kişiler arasında bu temellere dayalı olarak hâlâ ücret farklılıkları yaşanması, bireysel adalet duygusunu zedeliyor ve iş dünyasında güven krizine neden oluyor.
Adil ücret politikaları, sadece bireylerin hakkını teslim etmek değil; aynı zamanda kurumların şeffaflık, güven ve kapsayıcılık ilkelerini güçlendirmesi anlamına geliyor. Çünkü adaletin olmadığı yerde sürdürülebilirlikten, eşitlikten ve gerçek bir dönüşümden söz etmek mümkün değil.
Eşit İşe Eşit Ücret Günü, yalnızca farkındalık yaratmak için değil, aynı zamanda çözüm odaklı bir tartışma zemini sağlamak için de kritik. Bu gün, iş dünyasına ve topluma şu soruları yeniden hatırlatıyor:
Bu sorular, sadece bireysel haklar açısından değil, aynı zamanda ekonomik büyüme ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri açısından da önem taşıyor.
Sürdürülebilirlik Adımları Derneği olarak inanıyoruz ki herkesin emeği eşit değerdedir. Eşit işe eşit ücret, sadece bir ücret politikası değil; daha adil, dirençli ve sürdürülebilir bir geleceğin anahtarıdır.
Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kapsayıcı iş kültürü, yalnızca bireylerin değil, toplumun ve kurumların da daha güçlü olmasını sağlar. Eşit ücret politikaları, çalışanların motivasyonunu artırırken aynı zamanda şirketlerin güvenilirliğini ve itibarını da yükseltir.
Adil ücretin olmadığı bir dünyada sürdürülebilirlikten bahsetmek mümkün değildir. Bu nedenle, tüm kurumların şeffaflık, hesap verebilirlik ve kapsayıcılık ilkeleri doğrultusunda hareket etmesi, geleceğin daha adil ve sürdürülebilir bir dünya için en büyük adım olacaktır.
İstanbul Mor Dayanışma’dan “Modern Psikolojiye Feminist Eleştiri Serisi” Başlıyor